HAYIR, ağızda tamamen sürmüş durumdaki 20 yaş dişleri, temizlenebilir durumdaysa ve üzerlerinde herhangi bir derin çürük oluşumu yoksa çekilmesine de gerek yoktur. Üzerlerinde tedavi edilemeyecek durumda çürüğü olan ve yanağa doğru sürüp kişinin istemsiz olarak yanağını, dilini ısırmasına yol açan, komşu dişlere zarar veren veya verme potansiyeli olan 20 yaş dişlerinin çekilmeleri gerekmektedir. Ağızda 20 yaş dişleri fark edildiği zaman ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanına başvurulması önemlidir.

• Ağzınızı en az yarım saat süreyle çalkalamayın. Ağzın çalkalanması çekimden sonra iyileşmeyi sağlayacak olan kan pıhtısının oluşumunu engeller ve yaranın iyileşmesinde gecikmeye neden olur.
• Diş çekimi sonrası hekiminizin yerleştirdiği tamponu 15-20 dakika kadar sıkıca ısırın ve normal olarak yutkunun. Tükürüğün ağızda biriktirilmesi ve sürekli olarak tükürmek kan pıhtısının oluşmasını engelleyip kanamanın devam etmesine neden olabilir.
• Sızıntı şeklinde olabilecek kanama 6-24 saat arasında devam edebiliyor. Kan, tükürüğünüzü boyayabilir. Bu nedenle kanamanızın çok olduğunu düşünüp paniğe kapılmayın. Bu konuda diş hekiminize danışabilirsiniz.
• İşlemden sonra ağrı hissedebilirsiniz. Hekiminize danışarak aspirin dışında bir ağrı kesici alabilirsiniz. Özellikle uyuşukluğunuz geçerken ağrı en yüksek değerine ulaşabilir, endişelenmeyin.
• Dişler çene kemiğine bağlı olduğundan çekim sonrasında kemik ortaya çıkıyor. Bu nedenle çekilen dişten parça kaldığını düşünebilirsiniz. Bu bölgeye dilinizi ya da herhangi bir cisim değdirmeyiniz. Birkaç gün içerisinde açık kemiğin üzeri diş etiniz ile örtülecektir.
• Çekim bölgesinde tahrişe neden olabilecek sıcak, acılı yiyeceklerden kaçının.
• Çekim sonrası 24 saat süre ile sigara içmeyin ve alkol almayın.
• Mümkünse çekimden hemen sonra araba kullanmayın.
• Diş çekiminden sonra mümkünse başınızın altına yüksekçe bir yastık koyup, dinlenin. Sıcak banyo yapmaktan kaçının.
• Ağzınızdaki uyuşukluk geçinceye kadar bir şey yemeyin, farkında olmadan uyuşuk olan bölgeleri ısırıp yaralanmaya neden olabilirsiniz.
• Diş çekiminden 24 saat sonra normal ağız bakımı uygulamalarına devam edin.
• Yüzünüzde şişme, diş çekimi sonrası ağrı, 24 saati geçen kanama, ağızda kötü bir tat ve koku hissi olursa zaman geçirmeden diş hekiminizi arayın.
• Dişinize cerrahi operasyon yapıldıysa veya diş çekiminden sonra dikiş atıldıysa kontrol randevusunu unutmayın.
• Diş çekimini takip eden 3-4 günlük sürede mümkün olduğunca havuz deniz gibi aktivitelerden uzak durmakta fayda vardır.
• Dikişler alınıncaya kadar dikiş bölgesinin ellenmemesi ve gerdirilerek çekikiştirilmemesi gerekmektedir.

Gömülü kalmış, yani sürememiş dişler, cerrahi müdahale ve ortodontik tedavi ile olması gereken yere zaman içinde sürdürülmektedir. Ortodontik olarak kullanılmayacak gömülü dişler ağrıya, kist oluşumuna sebep olduysa çekilmelidir.

İmplant, diş eksikliğini ortadan kaldırmak amacıyla eksik olan bölgeye doğal dişi en iyi şekilde taklit eden biyouyumlu materyal olarak bilinen titanyum veya seramikten üretilmiş yapay kökler olarak tarif edilir.

İmplantlar, büyüme ve gelişimini tamamlamış, çene kemiği uygun olan sağlıklı her bireye uygulanabilir.

Ağız bakımının iyi olmaması ve doğal diş kayıplarına neden olan sebepler implantlar için de geçerlidir. 6 ayda bir rutin muayene edilmesi gerekir. Bu şekilde implantları sağlıklı bir şekilde ağızda tutmak mümkün olacaktır. İmplant tedavisi uzun ömürlü bir tedavi olmasına rağmen kişinin ağız sağlığı, genel sağlık durumu ve alışkanlıkları implantın ömrünü etkilemektedir.

Başlangıç aşamasındaki kistlerde dişin çekimine gerek olmayabilir. Bu tip dişlere öncelikle kanal tedavisi uygulanmakta, daha sonra da lokal anestezi altında kök ucuna yapılan cerrahi müdahaleyle problem ortadan kaldırılarak dişin uzun süre ağızda kalması sağlanmaktadır.

Hastanemize gelen hastalarımız şikâyetleri doğrultusunda tedavilerine başlamadan diş hekimleri tarafından muayene edilirler. Eğer gerek görülürse diş radyografileri alınır. Ağız içi muayene ve radyografi incelemeleri tamamlandıktan sonra öncelikli tedavileri için gitmeleri gereken kliniğine yönlendirilirler.

İlk muayenede hastanın öncelikle sistemik hastalıklarının olup olmadığı, tıbbi öyküsünün ne olduğu ve geçirdiği rahatsızlıklar öğrenilir.

Tedavileri sırasında yapılacak uygulamalar ve kullanılacak ilaçların seçimi, hastaların sağlığına uygun olarak ilk muayenede alınan bilgiler doğrultusunda düzenlenir.

Tedavi planı, uygulanabilecek tedavi alternatifleri ve bunların avantaj ve dezavantajları hastalara iyice anlatılır. Hastanemizde teşhis için gerekli en ileri teknolojiler kullanılarak hastaların radyografik değerlendirmeleri ve ağız içi muayeneleri yapılmakta, değerlendirmeler sonucu tedavi planları oluşturularak, ilgili bölümlere yönlendirilmektedir.

Panoramik Film: Çenelerin, tüm dişlerin, çene ve dişlerdeki bir çok rahatsızlığın tek bir filmde görülmesini sağlayan röntgen filmleridir.

Periapikal Film: Ağız içinden çekilen ilgili dişlerin birebir boyutta en yakın görüntüsünü veren küçük film çeşididir. İlgili diş grubu ve çene kemiğinin detay görüntüsünü verir.

Bite-Wing Filmi (Isırtma Radyografisi): Özellikle dişlerin komşu dişler ile aralarında oluşmuş çürüklerin tespiti için kullanılır.

Sefalometrik Film: Özellikle ortodontik tedavi planlamasında kullanılır, alt ve üst çeneler ile  dişlerin kafa tabanı ve diğer oluşumlarla ilişkisini gösterir.

Oklüzal Film: Dişlerin yatay yöndeki pozisyonlarının tespiti, çene kemiği suturlarının incelenmesi veya tükürük bezi ve kanallarının incelenmesi için kullanılır.

Dental Volumetrik Tomografi: Çene tümörleri, implant planlama, gömülü dişler, hava yolu ölçümü (uyku apnesi) için kullanılır. 3 boyutlu ve kesitsel olarak çene yüz bölgesinin analizini sağlar.

Radyoloji kliniğimizde hastalarımıza Uluslararası Radyasyondan Korunma Cemiyeti ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu standartlarına uygun korunma yöntemleri uygulanır.

Hamileler veya hamilelik şüphesi olanlardan, acil tıbbi endikasyon ve doktor talebi dışında, zorunlu olmadıkça radyografi alınmaz.

Bir panoramik radyografi çekimi sırasında alacağınız radyasyon miktarı güneşli bir günde dışarıda dolaşmakla alacağınız miktara eşittir. Bazı radyografileri almak için giyilmesi gereken kurşun yelek diğer organ ve dokuların gereksiz X-ışını almasını engeller.

Dişler doğumdan sonra genellikle yaklaşık 6 aydan itibaren sürmeye başlar. Bebek 1 yaşında ve henüz hiç dişi sürmemişse, ebeveynler bebeklerinin diş gelişimi hakkında bir çocuk diş hekimine başvurmalıdır. 4 yaşındaki bir çocukta toplam 20 tane süt dişi bulunur. 6 yaşından itibaren başlayan daimi dişlenme 12-13 yaşına kadar sürer. Bu dönemde süt dişleri düşer ve yerlerini sürekli dişlere bırakırlar.

0-18 yaş

Çocukların ilk diş muayenesi, ilk süt dişinin sürmesinden sonra 1 yaşına kadar mutlaka yapılmalıdır.

Süt dişleri çocuğunuzun sağlıklı büyüme ve gelişimi için son derece önemlidir. Beslenme için gerekli olan çiğnemenin yanı sıra, fonetik olarak ve estetik bir gülüş için süt dişlerine ihtiyaç vardır. Süt dişlerinin bir diğer görevi de alttan gelecek olan sürekli dişlerin yerini korumak ve sürekli dişlerin çeneler üzerinde doğru yerleşimini sağlamaktır.

Diş çürüğü anneden çocuğa kolayca bulaşabilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Çocuklar doğduğu zaman çürük yapıcı mikroorganizmalardan steril doğarlar. Annenin geleneksel ancak yanlış alışkanlıkları nedeni ile bu mikroplar çocuğa kolayca iletilebilmektedir.

Dişlerin sürmeye başladığı dönemden, çocuk 12 aylık olana kadar bir çocuk diş hekimine başvurulması ve ilk muayenenin yapılması önemlidir. En etkili koruyucu yöntem, diş fırçalama alışkanlığının çocuklara erken yaşlarda kazandırılmasıdır. Aileler çocukların beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeli, onları çürüğe neden olan, serbest şeker içeren yiyeceklerden uzak tutmalıdır. Besleyici ve çürüğe neden olmayan yiyecekler tercih edilmelidir.

Çocuklarda, ergenlerde ve gençlerde diş çürüklerinin önlenmesi, yavaşlatılması ya da durdurulması amacı ile dişlerin yüzeyine vernik, jel, solüsyon gibi ajanlar ile fluorid bileşiklerinin uygulanmasıdır.

Uygulanma sıklığı, diş hekimi tarafından çocuğun diş çürüğü oluşma risk düzeyine göre belirlenmektedir.

Çürük süt dişleri hem çocuğun kendisi için, hem de alttaki sürekli dişlerin gelişimi bakımından son
derece zararlıdır. Tedavi edilmeyen çürük süt dişlerinin köklerinde zamanla enfeksiyon gelişir. Bu
enfeksiyon altta gelişmekte olan dişlerin minelerinde kalıcı gelişimsel lekelenmelere sebep olabilir.
Ayrıca, çürük süt dişleri ciddi birer enfeksiyon kaynağıdır ve vücuttaki hayati organlara kadar uzanan
enfeksiyonlara kaynak teşkil edebilir.

Küçük yaşta diş çürüğü ve sonuçları ile tanışan çocuğun beslenmesi, uyku düzeni, büyümesi, fiziksel ve sosyal gelişimi ile yaşam kalitesi bozulur. Tüm bu nedenlerle çürük süt dişleri nasıl olsa bir süre sonra düşecek diyerek kesinlikle ihmal edilmemeli, mutlaka tedavi edilmelidir.

Ağızdan uzaklaştırılan süt dişlerinin yerine daimi diş veya dişler geleceği için o boşluğun kapanmaması gereklidir. Bu amaçla çekilen süt dişlerinin boşluklarına yer tutucu adı verilen apareylerin uygulanması gerekir. Aksi takdirde çekilen süt dişinin boşluğuna yandaki dişler kayarak yerleşirler ve kalıcı dişin süreceği boşluk miktarı azalmış olur. Bu şekilde dizilim bozulan diş dizisini düzeltmek için hem çok uzun hem de maliyeti yüksek tedaviler gerekebilir.

Porselen kuron yapılmadan önce post-core adı verilen tedavi seçeneği ile aşırı harap olmuş dişlerin kök kanalından destek alınarak dişin güçlendirilmesi yapılabilir.

Aşırı harap olmuş veya estetik olarak kabul edilemez durumda olan dişin çeşitli materyallerle kuronlanarak tedavisi yapılabilir.

Dişler kuronlanırken full metal, metal destekli porselen, tam porselen (güçlendirilmiş porselen, zirkonyum) gibi farklı malzeme alternatifleri kullanılır.

Porselen laminalar dişlerin ön yüzlerine yapışan çok ince porselen yapılardır. Porselen laminalar ile dişlerin arasındaki boşluklar kapatılabilir, boyları uzatılabilir, kırık çatlak ve ileri derecede renklenmiş dişler güzel bir görünüme kavuşturulabilir. Ayrıca diş rengini beğenmeyen kalıcı beyazlık isteyenlerde, gülüşünü beğenmeyen hastalarda gülüş tasarımı amacıyla, hafif çarpık dişlerin düzeltilmesinde porselen laminalar kullanılır.

Hastanemizde diş kesimi yapıldıktan sonra 1-2 iş günü içerisinde geçici protezler hazırlanıp teslimi yapılır.

Protezlere alışmak biraz zaman ister. Çok iyi yapılmış protezlerde bile bu durum kişiden kişiye değişen bir süreçtir. Bu süreçte ağza ufak lokmalar alınması, yemeklerin yavaş yavaş çiğnenmesi gerekir.

Başlangıçta ağzın her iki tarafına da lokma koyarak iki taraflı çiğnemekte yarar vardır. Protezlerin takıldığı ilk günlerde yumuşak yiyecekler tüketilmesi önerilir. Protezlerin vuran yerleri varsa bu bölgeler hekim tarafından düzeltilecektir.

Protezler az da olsa bazı seslerin telaffuzunda zorluklara neden olabilir. Bu durumda ayna karşısında yüksek sesle okuma çalışması yapılmalı ve doğru telaffuz edilemeyen kelimeler tekrar edilerek normal hale getirilmeye çalışılmalıdır.

Protezlerin hayat boyu kullanılması söz konusu değildir. Protezlere normal koşullarda beş yılda bir bazı işlemler uygulanması gerekir diye söylense de; bu süre hastaya göre değişkenlik gösterir. Protezlerin hayat boyu kullanılamamasının sebebi, canlı dokulardaki değişikliklerdir. Yıllar içinde protezlerin dokularla olan uyumu bozulur.

Diş kesimi anestezi altında yapılan ağrısız bir işlemdir. Geçici protezler ile hastanemizden ayrılan hastaların tedavi süresince şiddetli ağrıları olmamaktadır.

Dişlerde soğuk hassasiyeti, şekerli gıdaların çiğnenmesi sırasında ağrı hissedilmesi diş çürüğüne işaret eder. Dişlerde gri-kahverengimsi lekelerin görülmesi, diş dokusunun bütünlüğünün bozulması da dişin çürüdüğünü gösterebilir. Bazen hiçbir semptom vermeden de dişlerde çürük başlayıp ilerleyebilir, bu durumların önüne geçmek ve diş çürüklerinin tespiti için hastalar her yıl rutin diş muayenesi yaptırmalıdır.

Dişlerin etkin olarak günde iki defa fırçalanması gerekir. Diş hekimi tarafından önerilen doğru diş macunu ve fırçanın kullanılması, diş ipinin kullanılması, düzenli olarak altı ayda bir diş kontrolüne gidilmesi önerilir.

Amalgam restorasyonların altında veya kenarında çürük gözlenmesi durumunda kompozit dolgular ile
değiştirilebilir.

Kompozit lamina; ön grup dişlerde, kırılma ve şekil değişikliği gibi bozulmalar nedeniyle ağza estetik görünümü yeniden kazandırma amacıyla tercih edilebilir. Dişler arasındaki boşluklar (diestema) kapatılabilir. Günümüzde, dişin sert dokularında aşındırma yapmadan, estetik kompozit materyaller ile doğal diş renginde restorasyonlar yapılabilmektedir

Sağlıklı olan her ağız yapısında diş beyazlatma yapılabilir. Diş beyazlatma işleminden önce diş hekimi dişlerin uygunluğunu kontrol eder.

Beyazlatma işlemi tek dişe veya birkaç dişe uygulanabilir.

Diş beyazlatma işlemi diş hekimi kontrolünde yapılırsa kalıcı bir probleme sebep olmaz. Ancak internette veya marketlerde satılan ürünlerin kontrolsüz uygulanması kalıcı hasarlara neden olabilir.

Dişin iç kısmında, diş dokularının beslenmesinde ve korunmasında önemli olan küçük damar ve sinirler (pulpa dokusu) vardır. Pulpa dişin kuron kısmından başlayıp kök ucuna kadar ilerler. Bu dokulardan kaynaklanan hastalıkların tedavisiyle ilgilenen bilim dalı, “endodonti”dir.

Dişlerdeki tedavi edilmemiş derin dentin çürükleri ve dişlere gelen travmalar nedeniyle dişin pulpa dokusu iltihaplanabilir. Bu iltihaplanma sonrasında dişte bir etkene bağlı olarak veya kendiliğinden (spontan) başlayan çok şiddetli ağrılar olabildiği gibi, bu etkenler nedeniyle ağrı olmadan pulpa dokusu canlılığını da yitirebilir. Her iki durumda da dişin tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu tür durumlarda “kanal tedavisi” uygulanır. Bu tedavinin amacı, iltihaplanan pulpa dokusunun uzaklaştırılmasından sonra, orada kalan boşluğun biyouyumlu maddelerle doldurulmasıdır. “Kanal tedavisi” lokal anestezi altında yapılan ve başarı oranı yüzde 90’ların üstünde bulunan bir tedavi yöntemidir.

Kanal tedavisi gerektiren dişlerde özellikle geceleri şiddetlenen ağrılar, kendiliğinden başlayan spontan ağrılar, ilgili dişlerde renk değişiklikleri, soğuk ve sıcağa karşı aşırı derecede duyarlılık ve ilgili diş bölgesinde veya daha ileri durumlarda yaygın şişlik gibi belirtiler gözlenir.

Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılan ağrısız bir tedavidir.

Kanal tedavisi yapıldıktan sonra ilgili bölgede kısa süreli (2-3 gün) duyarlılık ya da rahatsızlık hissi duyulması normal olsa da uzun süreli şikayetlerde diş hekiminin tekrar görmesi önemlidir.

Kanal tedavisi, çoğunlukla lokal anestezi ile sadece ilgili bölgenin uyuşturularak yapıldığı bir işlemdir. İşlemden sonra anestezi nedeni ile uyuşukluk hissi sonlanana kadar hastanın dilini, yanağını ısırmaması için dikkat etmesi gerekir. Bunun dışında günlük rutin aktivitelere geri dönülebilir.

Diş etleri kanıyorsa ve büyümüşse, diş taşları varsa, diş etleri çekilmiş ve dişler uzamışsa, bazı dişler yer değiştirmiş ve araları açılmışsa, dişlerde sallanma (mobilite) varsa, ağızda kötü bir tat ve koku varsa mutlaka bir diş eti hastalıkları uzmanına gidilmelidir.

Sigara, periodontal hastalık için bakteriyel plaktan sonra en güçlü modifiye edici ajan olarak tanımlanmaktadır. Sigara içen bireylerde gingivitis ve periodontitis prevalansının arttığı gözlenmektedir. Ayrıca periodontal hastalığa bağlı olarak gözlenen yıkım daha fazla görülmektedir. Sigara, içeriğindeki bazı toksik ve kanserojen maddeler ile birçok sistemik olumsuz etkiye sahip olmasının yanı sıra oral dokular üzerinde de önemli ölçüde zararlı etkilere sahiptir.

• Çok sert kıllı diş fırçası kullanmak.
• Diş etini ters yönde, şiddetli fırçalamak.
• Dişlerin şiddetli düzeyde çapraşıklığı.
• Hijyen eksikliğine bağlı yoğun diş taşı birikimleri.
• Kontrol altına alınamayan şiddetli sistematik hastalıklar.
• Sigara.

Ortodontik problemin ciddiyeti, tedavi süresi, her hasta için farklılık gösterir. Bu yüzden ortodontik tedavinin maliyetin belirlenebilmesi için öncelikle detaylı klinik ve radyografik muayene şarttır.

Ortodontist tedavi kontrolü, ortalama olarak her dört ile sekiz haftada birdir.

Sağlıklı dişler her yaşta hareket ettirilebilir.

Basit vakaların tedavisi yalnızca birkaç ay sürerken, tam bir kapanış düzeltmesi birkaç yıl sürebilir.

Tedavinin başlaması için tek bir ideal yaş yoktur. Sağlıklı dişler her yaşta hareket ettirilebilir. Türk Ortodonti Derneği, tüm çocukların, ortodontik problem varlığının ilk farkına varıldığında, tercihen 7 yaşından önce, bir ortodontist kontrolünden geçirilmelerini önermektedir.

Her yemekten sonra dişler ortodontistinizin tarif ettiği şekilde fırçalanmalıdır. Diş araları, ara yüz fırçaları ve diş ipleri kullanılarak günde en az bir defa temizlenmelidir. Çürük ve diş etlerinin kontrolü için düzenli olarak diş hekimine gidilmelidir. Ortodontik tedavi boyunca randevulara belirtilen sürelerde rutin olarak gidilmelidir. Tedavi için gerekli olan apareyler tarif edildiği şekil ve sürede düzenli olarak kullanılmalıdır.